TS 825 – Binalarda Isı Yalıtım Kuralları standardı revizyon çalışması 2019 yılından beri devam ediyordu. Bunun sonucunda nihayet görüşe çıktı ve TSE’nin 21 Ekim 2024 tarihinde gerçekleştirilen Teknik Kurulu Toplantısında kabul edilerek yayınlandı. Yeni standart ile daha düşük enerji limitleri ile hesaplama yapılacak ve soğutma enerji yükü de hesaplamalarda artık yer alacak.

Yeni TS 825'in amacı, ülkemizdeki binaların ısıtılması ve soğutulmasında kullanılan enerji miktarlarını sınırlamak, enerjiden tasarruf etmek, net ısıtma ve soğutma enerjisi ihtiyacı ile yapı elemanlarından su buharı geçişinin hesaplanması sırasında kullanılacak standart hesap metodunu belirlemek ve bu doğrultuda bir mühendislik tasarımı yapmaktır.
Yeni TS 825, kullanımda olan TS 825’e göre 2 önemli fark içermektedir:
- 1.si büyük oranda azaltılarak iyileştirilen ısı geçiş katsayılarıdır (U değerleri). Bu değişiklik ile ısı yalıtım kalınlıkları artacaktır.
- 2.si, eski versiyonda olmayan, özellikle sıcak iklim bölgelerindeki binalarda soğutma yükünün (soğutma için harcanan enerjinin) hesaplamalara girmesidir. Bu sayede artık sıcak iklim bölgelerinde de ısı yalıtımı yapılması gerekecektir.
Eski TS 825 standardında ülkemiz 4 mevsimi yaşayan bir coğrafyada olmasına rağmen sadece ısıtma için tüketilen net enerji miktarına yönelik sınırlamalar getiriyordu. Örneğin Adana’daki bir konut için ısıtma ihtiyacı dikkate alınarak ısı yalıtım projesi hazırlanıyor, soğutma için harcanan enerji hesaplamalarda yer almıyordu. Bu değişiklik ile eski TS 825’de 4 olan iklim bölge sayısı, sıcak iklim bölgelerinin de eklenmesi ile 6’ya çıkarılmıştır.

Bu 2 önemli değişiklik sayesinde enerji tasarrufu ve verimliliği büyük oranda arttırılmış olacaktır.
Standarttaki diğer kapsamlı bir revizyon ise yapı malzemelerinin temel özelliklerini gösteren ve bu malzemelerin ısı yalıtım hesaplamalarında kullanılması gereken hesap özellikleri/değerleri tablosu olan EK-E’de yapılan değişiklikler olmuştur. Bu tabloda kullanılan malzeme özellikleri birebir uluslararası EN ISO 10456’dan alınmıştır (EN ISO 10456 – 1 Yapı bileşenleri ve yapı mamulleri - Higrotermal özellikler - Beyan ve tasarım ısıl değerlerinin tayini için çizelge halinde verilmiş tasarım değerleri ve işlemleri - Building materials and products - Hygrothermal properties - Tabulated design values and procedures for determining declared and design thermal values).
Standarttan sapan, yani EK-E’de yer alan ve genel olarak üreticiler tarafından piyasaya arz edilen ürünlerden farklı bir ürün imal eden üretici, bu malzeme için Teknik Onay Belgesi (UTO) alarak ürün performansını ortaya koyabilir ve ilgili ısıl hesaplamalarda bu performans beyanlarına göre elde edilen hesap değerlerine göre yapılabilir.
Eski ve yeni TS 825’de İklim Bölgelerine Göre İstenen U Değeri’nin (Toplam Isı Geçiş Katsayısı) hesaplama mantığı ve bununla bağlantılı EK-E ile ilgili detaylı değerlendirmeler ise aşağıdaki şekildedir:
Her ürünün ısı yalıtım kabiliyetini gösteren ısıl iletkenlik hesap değerleri (λ) literatürde yer almaktadır. Isıl iletkenlik, malzemenin ne kadar ısı ilettiğini anlatır. Isıl iletkenlik o malzeme ya da ürüne has bir özelliktir. Isı yalıtım mantığında ısıl iletkenlik değerinin olabildiğince küçük olması, diğer bir deyişle sıfıra olabildiğince yakın olması tercih edilen bir durumdur. Ancak tek başına ısı yalıtım performansının değerlendirilebilmesi için ısıl iletkenliğin düşük olması yeterli değildir; mutlaka ısıl direnç (R) değerinin de düşük olması gerekir.
Isı yalıtım hesabında yapılması gereken, U değerinin (Toplam Isı Geçiş Katsayısı W/m2K) hesaplanmasıdır. Örneğin bir duvar elemanında U hesabı yapılacağı zaman aşağıda formülden faydalanılmaktadır.

Formülde gözüken, α değerleri, iç ve dış yüzey ısı taşınım katsayıları olup, sabit değerlerdir ve bunlar hazır tablolardan alınarak kullanılmaktadır. Dolayısıyla, formül içerisinde yer alan ve malzeme ile etki edilebilen değer, ısıl direnç (R) değeridir. Isıl direnç (R), fiziksel bir özellik olup malzemesinin iki ana özelliği olan kalınlık (d) ve ısıl iletkenlik hesap değerinin (λ) birbirine oranlanması ile hesaplanır.
Amaç, U değerinin olabildiğince azaltılarak ısıtma ve soğutma enerji harcamasının azaltılmasıdır. α değerlerini değiştirmek söz konusu olmadığı için R değerlerinin büyütülmesi, U değerinin istenilen seviyeye inmesini sağlayacaktır. R değerini büyütmek için de iki olasılık mevcuttur. Bu seçenekler, kullanılan malzemenin kalınlığının artırılması veya kullanılacak malzemenin ısıl iletkenlik (λ) değeri daha küçük olan bir malzeme olarak seçilmesidir. Bu hesaplamada, ısı yalıtım malzemelerinin ısıl iletkenlik değerleri zaten birbirine yakın ve çok iyi seviyelerde olduğu için daha iyi bir ısı yalıtımı yapılması için gereken, ısı yalıtım malzemesinin kalınlığını arttırmaktır. Levha kalınlığı arttıkça, ısıl direnç ve buna bağlı olarak ısı yalıtımı artar ve kullanılan ısıtma veya soğutma enerji miktarı azaltılmış olur. Sistem içerisindeki tüm sarfiyatlar ve işçilik aynı iken, ısı yalıtım levhasının kalınlığının arttırılması için ödenecek az bir fark ile ısı yalıtımının verimliliği artacak ve karşılığında çok daha az ısıtma veya soğutma enerji maliyeti ile sistemin kendisini amorti etmesi sağlanacak ve işletme maliyetleri düşürülecektir.
Elbette, ısı yalıtımı ve ısı yalıtım malzemesi kalınlığı haricinde de binalarda kullanılan ısıtma ve soğutma enerjisi tüketimi azaltılabilir. Ancak, binalarda konfor şartlarından ödün vermeden, diğer yöntemlere göre daha az maliyetle ve en etkin enerji tasarrufu yöntemi doğru özellik ve doğru kalınlıkta ısı yalıtım malzemesi kullanmaktır.
nSEB – Neredeyse Sıfır Enerjili Binalar
Enerji verimliliğindeki önemli düzenlemelerden birisi de neredeyse sıfır enerjili binalarda (nSEB) yaşanan gelişmelerdir. nSEB binalar, diğer binalara göre en az %20 daha az enerji ihtiyacı duyan binalardır. 1 Ocak 2025’ten itibaren nSEB’de önemli bir aşamaya daha geçilecektir.
Daha önce bir parseldeki toplam inşaat alanı 5.000 m2’den büyük yapıları ilgilendiren nSEB, yeni yıl ile birlikte 2.000 m²'ye düşürülecek ve bu binalardan istenen enerji performans sınıfı ‘’C’’ den ‘’B’’ ye çıkarılacak. Bunun sağlanabilmesi için de asgari ısı yalıtım kalınlıkları arttırılacak.
Ayrıca binada kullanılacak enerjinin en az %10’unun yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanması zorunlu olacak.
Gerek TS 825'te yapılan revizyonlar, gerekse nSEB'de yaşanan bu gelişmelerin ülkemizin enerji verimliliğine, karbon salınımının azaltılmasına ve sektörümüze büyük katkı sağlayacağı muhakkaktır. Emeği geçen herkese teşekkür ederiz.